Kamuoyuna Duyurulur!

    Read in English:



Yaşam hakkı savunucuları olarak, geçtiğimiz günlerde yeniden gündeme gelen ve hem sokak hayvanları hem de sahipli hayvanların yaşam hakkını adeta gasp eden yasa tasarısını reddettiğimizi gerek sosyal medya gerekse 19 Şubat 2014 günü TBMM önünde yapılan basın açıklamasında duyurmuştuk.

Hayvan Hakkı Savunucularının yanı sıra adaletli olan herkesi isyan ettiren bu taslağın yarattığı rüzgar henüz dinmemişken, kimlerin hangi hesaplarla yaptığı anlaşılamayan, sokaktaki kedi köpeğin vücudunun laboratuvar ekipmanı olarak kullanılmasını meşru kılan hayvan deneyleriyle ilgili yönetmeliğin de resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmesi bardağı taşıran son damla olmuştur.

Tüm bu olanlar, hayvana şiddet ve istismarın suç kapsamına alınması için yüzbinlerce imza toplayan, sokakta sesini duyurmaya çalışan, devletin yönetim kademelerinde bıkıp usanmadan adalet dilenen yaşam hakkı savunucularıyla adeta dalga geçmek, haklı ve insani taleplerini yok saymaktır.

İşine geldiğinde, istila ettiği tüm kentlerini asıl sahipleri olan hayvanlardan 'arındırmış' Medeni Avrupa'dan dem vuran, ama aynı Avrupa'nın hayvan deneylerini kısıtlayarak tümden yasaklamaya doğru gitmesini görmeyen bu tutumu anlamakta güçlük çekiyoruz.

Kendi sınırları içindeki hayvanlara sokaktayken bile bakamayan yönetimlerin tüm sokak hayvanlarını bir yere toplayıp orada bakması fikrini de komik buluyoruz. Kastedilen 'doğal yaşam alanı' nın nasıl birşey olduğunu da, İstanbul'un ormanlık bölgelerinde yıllardır gönüllülerin maddi manevi çabasıyla sürebilen yaşam savaşından çok iyi biliyoruz.

Köpekler yaban hayvanı değildir.
Yaşayacakları yer de orman değil, insanların yanıdır.

Sırf birileri öyle istiyor diye, tarihimizde-kültürümüzde yer alan ve bize Osmanlı'dan miras kalan sokak hayvanlarımızı korumaktan vazgeçmeyeceğiz. Ve sırf masa başında oturan birkaç kişi bunun adaletli olduğu yanılgısından kurtulamadığı için, 15 bin yıl önce kurulan dostluğu yok saymayacağız.

İnsan olma vasfının sadece bu türün biyolojik bir mensubu olmakla değil, merhamet-adalet gibi sarsılmaz özelliklere sahip olmakla kazanılacağını hatırlatırız. Bunun aksini düşünmek bizleri değil, "insanlığı" hafife almaktır.

Çok net şekilde bilinmesini istiyoruz;
Sokak hayvanlarının tecriti, yok edilmesi, doğma-yaşama ve ölme haklarının çiğnenmesini içeren, öneren, ve hatta ima eden hiçbir madde tartışmaya açık değildir.